2 Kasım 2015 Pazartesi

Mantar 2 yıldan fazla canlı kalabiliyor

Yaz aylarında daha sık görülmeye başlayan mantar hastalığı, vücutta oluştuğu bölgelere göre değişik belirtilerle kendini gösteriyor.
Yeditepe Üniversitesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emel Erkek, mantar hastalığının sıcak, ıslak, nemli, terli ve kapalı vücut bölgelerinde oluştuğunu, hastalığın ayak parmaklarında beyaz veya kızarık, kepekli, çatlak, kötü kokulu yamalarla, ayak tabanlarında su kabarcıklarıyla, kasıklarda yarımay şeklinde kepekli, kızarık veya kahverengi yamalarla, tırnaklarda ise renk ve şekil bozukluğuyla kendisini gösterdiğini belirtti. Erkek, ayrıca yaz aylarında artan kasık bölgesi mantar enfeksiyonundan korunmak için ıslak mayoyla oturulmaması gerektiğini söyledi.

Daha çok yaz aylarında görülen bu nedenle deniz veya havuzdan sonra ıslak mayoların en kısa sürede çıkarılması, başkasına ait terlik, havlu gibi eşyaların da kullanılmaması gerektiğini belirtti.

Kaşıntının, tırnak hariç tüm mantar enfeksiyonlarının en önemli belirtisi olduğuna işaret eden Erkek, en sık ayaklarda görülen mantar enfeksiyonlarının, derideki keratini parçalayan enzimler üreten mantar türleri tarafından oluşturulduğunu kaydetti.

Genetik faktör ve alerjik bünye

Mantarların varlıklarını sürdürebilmek için bitki, hayvan veya insanları enfekte etmek zorunda olduklarını ifade eden Emel Erkek, şu bilgileri verdi:

“Yaz aylarında artan kasık bölgesi mantar enfeksiyonundan korunmak için ıslak mayoyla oturulmamalı. Bu tür mantarlar doğada, toprakta, hayvanlarda ve insanlarda bulunur. Bu odaklarla direkt veya indirekt temasla mantar, derideki bir yara-sıyrık-çatlaktan içeri girebilir ve üç hafta içinde enfeksiyon oluşabilir. Mantarların deride enfeksiyon yaratabilmeleri için yalnızca deriye temas etmeleri yeterli olmaz. Deride uygun ortamı bulmaları gereklidir. Ayrıca genetik yatkınlık, alerjik bünye, şeker hastalığı, bağışıklık sisteminin herhangi bir şekilde baskılanması mantar enfeksiyonlarına neden olabilir. Mantarlar enfekte hastalardan yerlere dökülen kepeklerde iki yıldan fazla yaşayabilir. Bu nedenle banyolarda, duşlarda, soyunma odalarında, iskele, şezlong ve havuzlarda kişi kendisine ait havlu ve terliği kullanmalıdır.”




kaynak:arsiv.ntv.com

27 Ekim 2015 Salı

Vajinal Akıntınızın Anormal Olup Olmadığını Üç Belirti İle Saptayın
Vajinal akıntı, kadınlar arasındaki en yaygın şikayettir. Vajina ve rahim boynu duvarındaki bezeler tarafından üretilen sıvıdır. Süt beyazı renginde ve kokusu temiz olan az bir miktar vajinal akıntı genelde normaldir.Vajinadan her gün dışarı çıkan vajinal akıntı, vajinanızı sağlıklı ve temiz tutmaya yardımcı olur.Ancak akıntının miktarı ve görüntüsü değişirse vajinal akıntı anormal olur.

Vajinal akıntı, kadınlar arasındaki en yaygın şikayettir.

Vajina ve rahim boynu duvarındaki bezeler tarafından üretilen sıvıdır.

Süt beyazı renginde ve kokusu temiz olan az bir miktar vajinal akıntı genelde normaldir.

Vajinadan her gün dışarı çıkan vajinal akıntı, vajinanızı sağlıklı ve temiz tutmaya yardımcı olur.

Ancak akıntının miktarı ve görüntüsü değişirse vajinal akıntı anormal olur.

Anormal vajinal akıntı üç temel belirti ile tanımlanabilen oldukça yaygın bir olgudur. 

Bu belirtiler: Aşırı akıntı, akıntı renginde ve kokusunda değişiklikler, vajina ve kadın üreme organında kaşıntı, tahriş, ağrı ve yanma hissi.

Eğer anormal bir durum varsa o zaman akıntının miktarında ve yoğunluğunda bir artış olacaktır. Akıntı beyaz ve parçalı (beyaz peynir gibi), grimsi, yeşilimsi, sarımsı veya kanı andıran bir renkte, mukus ve irin karışımlı olacaktır.

Anormal vajinal akıntı, bir kimyasalın sebep olduğu enfeksiyon veya tahriş yüzünden oluşan genelde vajinit olarak bilinen vajina iltihaplanması ile de meydana gelebilir.

Tahriş, sperm öldürücüler, vajina kayganlaştırıcıları, diyaframlar ve lateks prezervatifler nedeniyle oluşur. Ancak vajina, vajina iltihaplanmasının oluştuğu menopozdan sonra kalınlaşır ve daha kuru hale gelir, böylelikle anormal vajinal akıntı yaşama ihtimaliniz artar.

Akıntının görüntüsünde ve kokusundaki bir değişim bakteriyel vajinozisten kaynaklanabilir. Bu bakteri ile vajinal akıntınız tuhaf bir koku ile birlikte beyaz, gri veya sarımsı gölgeli bir akıntıya dönebilir.

Ancak kaşıntının da eşlik ettiği yoğun, beyaz ve parçalı (beyaz peynir gibi) bir akıntıya genelde bir mantar enfeksiyonu olan kandidiyaz neden olur.

Trikomonas (cinsel yoldan bulaşan bir hastalık) adı verilen bir protozoa enfeksiyonu vajinal akıntınızı yoğun, yeşilimsi, kokulu bir akıntıya çevirir.

Belsoğukluğu gibi cinsel yoldan bulaşan diğer hastalıklar akıntınızın rengini değiştirebilir. Yeşilimsi veya sarımsı akıntı belsoğukluğundan kaynaklanan rahim boynu enfeksiyonu yüzünden oluşabilir.

Ancak vajina, rahim boynu veya rahim duvarı kanserleri sulu, kanı andıran bir akıntıya neden olabilirler.






Kaynak:.sagliklahayatimiz.com

26 Ekim 2015 Pazartesi

Mantar Enfeksiyonu

1. Mantar İnfeksiyonu ( dermatofit, tinea )
Vücut yüzeyinde dermatofitler denilen, cildin üst tabakası, tırnak ve saç gibi yerlerde üreyen, küf benzeri mantarlarla infeksiyon olmasıdır. Geçiş genelde insandan insana veya hayvandan insana olabilir.

2. Nedeni

Mantar infeksiyonu her yaşta olabilir. Tinea capitis ( saç mantarı ), tinea cruris ( kasık mantarı ) ve tinea pedis ( ayak mantarı ), tinea barba ( sakal ), tinea unguim ( tırnak ) özel mantar infeksiyonlarıdır.

3. Şikayetler


Etkilenen bölgede kaşıntı, cilt lezyonları ve kızarıklık, halkasal şekilli lezyonlar, koyu veya açık renkli değişik alanlar gibi belirti ve şikayetlere neden olabilirler.

4. Tanı ve tedavi


Tanı esas olarak cildin görünümüne göre konur. Bazı mantarlar özel bir mavi ışıkla karanlık odada incelenirse floresan verirler. Kesin tanı mikroskopla alınan parçaların incelenmesi ile konur. Ciltten alınan kazıntı ayrıca laboratuara gönderilerek kültürde üremesi değerlendirilebilir. Tedavide kişisel bakım çok önemlidir. Deri temiz ve kuru tutulmalıdır. Ciddi ve uzun süreli infeksiyonlarda hekime başvurulmalıdır. Hekim sizin için ağızdan kullanılan veya cilde sürülen ilaçlar önerebilecektir. Tedavi edilmediği zaman üzerinde bakterilerin üremesi ile ikincil bakteriyel infeksiyonlar olabilir.

5. Önlem
Genel olarak iyi temizlik şartları infeksiyonu önlemeye yardımcıdır. Mantarlar bulaşıcı olduğu için elbise, saç fırçası veya kişisel kullanılan gereçler risk grubunda olan veya mantar geçiren insanlarla paylaşılmamalıdır.

6. Ayakta mantar infeksiyonu

Dermatofitler denilen mantarlar tarafından yapılan infeksiyondur. Vücudumuzda normalde bakteriler ve mantarlar hastalık yapmadan yaşarlar. Uygun ortam bulduklarında hızla çoğalıp, infeksiyona neden olabilirler. Ayak mantarı oldukça sık rastlanan bir cilt hastalığıdır. Genellikle ergenlikten sonra görülür. En sık görülen ve en çok tekrar eden mantar infeksiyonudur . Diğer mantar infeksiyonlarıyla birlikte görülebilir. Ayak mantarı ve benzer hastalıklara tinea infeksiyonları denir ve saç, tırnak ve dış deri gibi dokularda yaşayabilirler. Nemli ve ılık bölgelerde ürerler. Sıkı ayakkabılar giyilmesi, cildin uzun süre nemli kalması, küçük tırnak ve cilt sıyrıkları duyarlılığı arttırabilir. Tinea infeksiyonları bulaşıcıdır , direkt temasla veya aynı ayakkabı , duş zemininin kullanılması ile geçebilir.

7. Önlem

Ayak temiz, serin ve kuru tutulmalıdır.
Pamuklu, yün veya bunlar gibi emici maddelerden yapılmış çoraplar giyilmelidir.
Ayakkabılar ayağa tam olmalı ve böylece ayağa ya da tırnaklara travma azaltılmalıdır.
Dar burunlu, yüksek topuklu, eski, yıpranmış ayakkabılar, çorapsız giyilen ayakkabılar veya başkasının ayakkabısı giyilmemelidir
Eski yıpranmış ayakkabılar, çorapsız giyilen ayakkabılar veya başkasının ayakkabısı.
Yüksek yoğunlukta mantar sporları içerebilecek yüzeylerde yalın ayak yürümekten kaçının : halı döşeli zeminler, banyo yerleri, duşlar, jimnastik salonları, soyunma odaları, yüzme salonları, hamamlar gibi.
Tırnaklar kısa ve düz kesilmelidir. Kenarlarını yuvarlak kesmeyin.
Vücudun diğer kısımlarında olan tinea pedis ve yüzeysel mantar infeksiyonlarına bakın ve tedavi ettirin. Normal ve anormal tırnakları kesmek için farklı tırnak makasları kullanın.
Aile üyeleri veya yakın arkadaşlar, temas eden kişiler tinea pedis ve tırnak mantarı için tedavi edilmelidir.
Kaşıntı, kızarıklık, sulanma, su dolu kabarcıklar, normal görünen tırnağın renginde değişme gibi durumlarda tinea pedis veya tırnak mantarından şüphelenin.

8. Şikayetler
Kaşınma, yanma, etkilenen bölgenin sızlaması görülebilir. Ayakta kızarıklık olabilir. Ayak tabanı, parmakları veya tırnakta kızarıklık ve inflamasyon oluşabilir. İçi su toplamış yaralar gözlenebilir. Kabuklanıp, dökülmeler olabilir. Tırnakta renk değişikliği, kalınlaşma, kabalaşma gelişebilir.

9. Tanı ve tedavi

Cilt kültürü ve kimyasal maddelerle inceleme yapılabilir. Tedavide kişisel bakım çok önemlidir. Cildi kuru ve temiz tutmak gerekir. Ayak sürekli kuru tutulmalıdır. Temiz çoraplar giyilmelidir. Hekim size mantara yönelik uygun ilaçları verecektir. Bunlar deriye sürülen ilaçlar ve ağız yoluyla alınan ilaçlar olabilir. Eğer mantar infeksiyonunun olduğu bölgede bakteriler de infeksiyon yapmışsa
antibiyotik tedavisi de gerekir. Ayak mantarı zor iyileşebilir ve tekrarlayabilir. Uzun süreli tedavi ve önleyici tedavi gerekebilir.

10. Kasık mantarı


Kasıkta kaşınma sıklıkla ekzema veya başka nedenlerle olur. Kaşıntı ile birlikte sıklıkla erişkin erkeklerde olan bir hastalıktır. Nemli ve ılık alanlarda olabilir. Kötü hijyen, sıkı çamaşırın sürtünmesi, bölgenin uzun süre nemli kalması ile infeksiyona duyarlılık artar. Kasık mantarı genellikle cinsel organlarda oluşmaz. Diğer tinea infeksiyonlarına göre daha az ciddidir. Ancak anal bölgede kaşıntı veya rahatsızlığa neden olabilir.

11. Şikayetler

Kasıkta, anal bölgede kaşıntı, kızarıklık olur. Sınırları keskindir. Kuru ve kabuklu gibi olabilir. İçi sıvı dolu lezyonlar da olabilir. Ciltte koyu veya açık alanlar olabilir.

12. Tanı ve tedavi

Tanı esas olarak cildin görüntüsüne göre konur. Biyopsinin mikroskopik incelemesi veya kültür yapılabilir. Tedavide kişisel hijyen ve bakım önemlidir. Hekim sizin için uygun ağızdan veya cilde sürülen ilaçları verecektir. Tedaviye cevap verir, ancak bazı durumlarda dirençli olabilir. Lezyon bölgesinde kalıcı renk değişikliği yapabilir.

13. Önlem

Genel olarak iyi hijyen önemlidir. Banyodan sonra kurulanmak gerekir. Sürtünmeyi önlemeye çalışmak önemlidir. İç çamaşırlar sıkı ve havasız olmamalıdır.

14. Tırnak mantarı


Hem el hem de ayak tırnaklarında görülebilir. Tırnaklar kalınlaşır, tabakalara ayrılır ve renk değiştirir. Uzun süreli tedavi gerektirir. Bazen tedaviye direnç ve nüks gelişebilir.

15. Saç mantarı


Genellikle çocukları etkiler. Bulaşıcıdır ve salgın olabilir. Genellikle hafiftir. Lezyonlar halkasal veya keskin kenarlı değildir. Kırılan saçların sonucu olarak tipik siyah noktalar olabilir. Bazı tiplerinde soluk, kırılgan saçlar vardır. Tedavi hekim tarafından yapılmalıdır. İlaçların yanı sıra uygun şampuanlarla da yıkanmalıdır.

16. Vajinal kandidiyazis


Candida albicans özellikle kadınların genital florasında sıklıkla bulunan bir mantardır. Bu etkenin şikayete neden olacak şekilde vajinada aşırı çoğalmasına kandidiyazis denir. Bu hastalık kadınların 3/4‘ünde hayatlarında bir kez, yarısında da birden fazla kez olur. Normalde bulunan bu mantarın aşırı çoğalmasının altında pek çok faktör yer almaktadır. Geniş spektrumlu antibiyotiklerin kullanımı ve ağız yoluyla alınan doğum kontrol hapları alımı bu risk faktörlerinden ikisidir. Hamilelik, menstruasyon, şeker hastalığı, sıkı iç çamaşırları, HIV virüsü veya bazı ilaçlarla bağışıklığın baskılanması da diğer nedenlerdir.

17. Şikayetler ve belirtiler
Kadınlarda genellikle cinsel organda tahriş ve akıntı vardır. Kaşıntı ve yanma da önemli şikayetlerdir. Kaşımak nedeniyle vulva şişebilir ve çatlaklar oluşabilir. Cinsel ilişki sırasında ağrı hissedilebilir. Akıntı beyaz, peynirimsidir. Erkekler genellikle şikayetsiz taşıyıcılar şeklindedirler. Nadiren idrar yapılan yerden hafif bir kaşıntı olabilir. Özellikle cinsel ilişkiden sonra erkekler yanma ve tahriş hissedebilirler. Ciddi olgularda penis başında aşınmalar, çatlaklar olabilir.

18. Tanı ve tedavi
Akıntıdan örnek alıp, boyayarak mikroskopta incelenerek konabilir. Kültürde de üreyebilir. Bu mantarlara özel hekimin vereceği ilaçlarla tedavisi mümkündür. Sıklıkla tekrarlayabilir. Kandidiyazise neden olan etkeni kontrol altına almaya çalışmak gerekir. Etken uzun süre antibiyotik kullanımı gibi bir nedense ve hasta bir sebepten dolayı buna mecbursa, kandidiyazis için koruyucu ilaç kullanılabilir. Her tekrar ettiğinde hekime gitmek gereklidir. Çünkü belirtiler başka bir infeksiyonla karışıp sizi yanıltabilir. Böylece diğer infeksiyonun tedavisi geciktirilmiş olur.

19. Önlemek için neler yapılabilir?
Sıkı ve sentetik giysiler giymekten kaçının.
Pamuklu çamaşırlar giyin.
Genital bölgenizi yıkadıktan sonra kuru tutun. Çünkü nemli ortamlar mantarların üremesi için daha uygundur.
Genital temizliği önden arkaya doğru yapın, böylece rektumdaki mikroorganizmaları vajinanıza taşımamış olursunuz.
Mayo veya diğer ıslak giysilerinizi hemen değiştirin.
Kadın hijyenik spreyleri veya deodarantlarını, parfümlü pedleri kullanmayın. Parfümlü, kremli tuvalet kağıtları kullanmayın. Bu gibi malzemeler vajinanın asitliğini değiştirerek infeksiyona yatkın hale getirebilir.


23 Ekim 2015 Cuma

Vajinal mantar cinsel yolla bulaşır mı?



Vajinal mantar cinsel yolla tabii ki bulaşır. Daha doğrusu cinsel yolla karşı tarafa geçer. Yani bir erkek eğer mantar taşıyorsa bu mantar kadına da geçer. Ama orada enfeksiyon yapıp yapmaması kadının genital bölgesinin iyi korunup korunmamasına bağlı.

Kolaylaştırıcı bir faktör olmadığı sürece erkekteki mantar kadına geçse bile etki göstermeyebilir. Kolaylaştırıcı etkenler arasında kadının antibiyotik kullanması, hamile olması veya enfeksiyonlara sık rastlanan yaz dönemi sayılabilir.

Kadındaki mantar enfeksiyonu erkeğe geçerse enfeksiyon yapması yine kolay değildir. Çünkü mantar, vücuttaki doğal bakteri ortamı tarafından kolaylıkla uzaklaştırılabilen bir mikroorganizmadır.

Eşli tedavi gerekebilir

Eğer bölgesel olarak o koruyucu etkenler uzaklaşmışsa, kadında laktobasil dediğimiz ortam bozulmuşsa o zaman mantar enfeksiyonu oluşabilir. Ama yine de sürekli mantar alışverişi olmaması için ilk atakta olmasa bile 2. mantar enfeksiyonu atağında hem kadını hem de erkeği beraberce tedavi etmeyi tercih ediyoruz.



Kaynak:uzmantv 
Vajinal mantar cinsel yolla tabii ki bulaşır. Daha doğrusu cinsel yolla karşı tarafa geçer. Yani bir erkek eğer mantar taşıyorsa bu mantar kadına da geçer. Ama orada enfeksiyon yapıp yapmaması kadının genital bölgesinin iyi korunup korunmamasına bağlı. Kolaylaştırıcı bir faktör olmadığı sürece erkekteki mantar kadına geçse bile etki göstermeyebilir. Kolaylaştırıcı etkenler arasında kadının antibiyotik kullanması, hamile olması veya enfeksiyonlara sık rastlanan yaz dönemi sayılabilir. Kadındaki mantar enfeksiyonu erkeğe geçerse enfeksiyon yapması yine kolay değildir. Çünkü mantar, vücuttaki doğal bakteri ortamı tarafından kolaylıkla uzaklaştırılabilen bir mikroorganizmadır. Eşli tedavi gerekebilir Eğer bölgesel olarak o koruyucu etkenler uzaklaşmışsa, kadında laktobasil dediğimiz ortam bozulmuşsa o zaman mantar enfeksiyonu oluşabilir. Ama yine de sürekli mantar alışverişi olmaması için ilk atakta olmasa bile 2. mantar enfeksiyonu atağında hem kadını hem de erkeği beraberce tedavi etmeyi tercih ediyoruz.

22 Ekim 2015 Perşembe

İdrar yolu enfeksiyonu belirtileri, nedenleri ve tedavisi

İdrar yolu enfeksiyonu genellikle (tüm idrar yolu enfeksiyonlarının yaklaşık %95’i), idrar yolundan mesaneye kadar ulaşan bakterilerin (çoğunlukla E.Coli bakterisi) neden olduğu bir enfeksiyondur. Enfeksiyon sadece mesanede görülürse “idrar yaparken yanma-sistit” eğer enfeksiyon böbreklere ve üst idrar kanalına yayılırsa bu duruma “piyelonefrit” denilir. İdrar yolları enfeksiyonlarında tedavisi kolay olan tür sistittir. İdrar yolu enfeksiyonunun en çok sık belirtisi, idrar esnasında ve sonrasında meydana gelen yanma hissidir. İdrar yolu enfeksiyonunun diğer belirtileri; sık idrara çıkma (veya idrara çıkma isteği), idrarın tam yapılmadığı hissi, karnın alt kısmında rahatsızlık ve şişlik hissi, bulanık ve ağır kokulu idrardır. İdrar yolu enfeksiyonları yanlış ve geç tedavi edildiğinde böbreklere, hemilelerde ise fetüse zarar verebilmektedir. Bu sebeple idarar yolu enfeksiyonlarının nedenleri, belirtileri ve tedavisi hakkında kapsamlı bilgi sahibi olarak fayda görebilirsiniz.

İdrar yolu enfeksiyonu belirtileri

Aşağıdaki sayılan belirtiler idrar yolu enfeksiyonun en sık görülen belirtileridir:

Sık sık idrara çıkma

İdrarın tam yapılmadığı hissi
İdrara çıktıktan hemen sonra bile tekrar idrara çıkma isteğinin var olması
İdrara çıktığınızda ağrılı yanma hissi
Karnın alt kısmında şişlik, baskı ve rahatsızlık hissi
Pelvik bölgede ya da bel bölgesinde ağrılar
Bulanık idrar (bazı durumlarda kanlı idrar)
Ağır kokulu idrar

Aşağıda sayılan idrar yolu enfeksiyonu belirtileri ise acilen hekime baş vurmayı gerektirecek ciddi belirtilerdir.

Ateşiniz varsa

Mide bulantısı ve kusma görülüyorsa
Sırtın tek tarafında, kaburgaların alt bölgesinde ağrı varsa
Diyabet, böbrek rahatsızlığı ve bağışıklık sistemi zayıflığı varsa
65 yaşın üzerindeyseniz
Hamileyseniz

İdrar yolu enfeksiyonunda ne zaman doktora başvurmalı?

İdrarda yanma, sık idrara çıkma, idrar yaparken zorlanma, idrarın kanlı gelmesi, karın ve bel ağrısı, akıntı, idrar tutamama, ateşlenme, halsizlik idrar yolu enfeksiyonundan gözlenen klinik belirtilerdir. Bu durumda mutlaka bir doktora başvurmak gerekir. Şikayetler çok şiddetli değil ise ilk tedbir alınan sıvı miktarını arttırmaktır. Bol sıvı alımı daha fazla idrar yapımına neden olarak, idrarın süpürücü etkisi ile mikropların dışarıya doğru atılmasını sağlar. Normal idrar tahlilinin doktorlara oldukça önemli bilgiler verir ancak bazen yeterli olmadığından idrar kültürü de istenebilmektedir. Bu aşamada yapılacak en önemli yanlışlardan birisi hastanın bir doktor tarafından değerlendirilmeden kontrolsüz olarak antibiyotik kullanmasıdır. Yanlış kullanılan ilaçlar ileride daha büyük sorunlar yaratabilmektedir. Eğer enfeksiyonlar bir yıl içerisinde 3 veya daha sık oluyorsa o zaman altta yatan başka nedenlerin de araştırılması gerekebilmektedir.

İdrar yolları enfeksiyonunun nedenleri

Kadınların idrar yollarının dışarıya çok kısa bir kanalla açıldığını için dışarıdan mikropların girmesi daha kolaydır. Özellikle vajinal ve anal bölgede bulunan üropatojen olarak adlandırılan enterikbakteriler yukarı doğru idrar kanalı ve idrar torbasına kolaylıkla yayılabilmektedirler. Bu mikropların idrar torbasına girmesi ve çoğalması enfeksiyonların olmasına neden olur. Özellikle vücut direncinin azaldığı durumlarda bunlar daha sık oluşabilmektedir. Aynı şekilde havuz, deniz, sauna gibi ıslak ortamlar, cinsel ilişki, var olan bir genital akıntı gibi durumlar bu enfeksiyonların altta yatan diğer nedenleridir.

İdrar sistem, enfeksiyonları 4 gurupta incelenebilir:


a- İlk enfeksiyon
b- Tedavi edilememiş enfeksiyon
c- Bakteriyel devamlılık
d- Tekrarlayan enfeksiyon

İdrar sistemi enfeksiyonlarında, neden olan ajanlara çoğunlukla sindirim sisteminde rastlanır. %85 oranında sorumlu tutulabilecek E. Coli nin ardından sindirim sistemi ve çevre dokuda bulunan değişik bakteriler sıralanır. Lenf ve komşuluk yoluyla yayılımla birlikte nadir de olsa kan yoluyla yayılım sorumlu tutulabilir.

Pratikte en sık karşılaşılabilecek idrar sistemi enfeksiyonları akut sistit (idrar kesesi enfeksiyonu) ve akut pyelonefrittir (böbrek enfeksiyonu)

İdrar yolu enfeksiyonu: Sistit nedir – idrar yaparken yanma?

Basit bir üriner sistem enfeksiyonudur ve sıklıkla kadınları etkilemektedir. Kolay tedavi edilebilmeleri, böbrek hasarı ve bozukluklarına yol açmamaları nedeniyle tanı, klinik bulgular ve idrar tahlili ile konulabilir. Kesin tanı için idrar kültürü testi alınması gereklidir.

İdrar yaparken yanma
Sık idrar yapma
Ani idrar hissi
Gece idrara kalkma
Göbek altı ağrısı tanı koymada yardımcı olacak işaretlerdir.

İdrar incelemesinde lökosit, bakteri, bazen de mikroskop veya çıplak gözle görülebilecek kan olabilir. Üriner enfeksiyonlardan korunmak amacıyla bol sıvı alınması önerisi, ilaç kullanımı esnasında kullanılan antibiyotiğin idrardaki yoğunluğunu düşürmemek amacıyla normal miktarda sıvı alımı olarak düzeltilmeli, tedavi sonrası yine bol sıvı alımı teşvik edilmelidir. Bol sıvıdan kasıt; günlük idrar miktarının yaklaşık 2 litre olmasıdır ki ihtiyaç soğuk-sıcak mevsime göre değişebilir.

İdrar yolu enfeksiyonu: akut pyelonefrit nedir?

Bu tür bir enfeksiyonun tespit edilmesi halinde hastanın genel durumu da göz önünde bulundurularak hastaneye yatmasına karar verilebilir. Sıvı takviyesi, ikili antibiyotik tedavisi ve diğer desteklerle, oluşan tablo ortadan kaldırılır. İlaç tedavisi çoğunlukla iki hafta kadar devam ettirilir.Sistite oranla daha ağır ve acil bir tablodur. Böbrek toplayıcı sistemi ile birlikte idrar üreten doku kısmının da enfeksiyona katılması anlamındadır. Tek ya da çift taraflı yan ağrısı, hassasiyet, ateş (38-40 C) , titreme ve beraberinde sistite benzer şikayetler görülmektedir. Bulantı, kusma , iştahsızlık, halsizlik de eşlik edebilir. Ağrı bazen karın bölgesinde de hissedilebilir ve diğer karın içi organ bozukluklarıyla karışabilir.

Ateş, halsizlik, bulantı, kusma gibi belirtiler ortadan kalkıncaya kadar yatak istirahati yapılması iyileşmeyi hızlandıracaktır.

İdrar yolları enfeksiyonu tedavisi


İdrar yolu enfeksiyonu vakalarının yaklaşık %80’i antibiyotik tedavisine yanıt verir. Bu amaçla genellikle böbrekten atılan ve idrar yolu enfeksiyonlarından en sık sorumlu mikroorganizma olan E.Coli’ye karşı etkili antibiyotikler kullanılmaktadır. Ancak antibiyotik tedavisine başlamadan önce mutlaka idrar kültürü alınmalıdır. Ağrıyı gidermek amacı ile spazm çözücüler ve ağrı kesiciler kullanılabilir. Bol sıvı alımı mekanik temizlik yaparak tedavinin etkinliğini arttırır. Ayrıca, C vitamini, kızılcık suyu, vajinal östrojen, probiyotikler ve immunoprofilaksi tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonunu koruyucu olarak kullanılabilir. Genellikle basit idrar yolu enfeksiyonlarının tedavisinde 3 günlük tedavi rejimleri yeterli olmaktadır. Ancak 3 günlük bir tedavi sonrasında şikayetlerde azalma olmaz ise farklı mikropların olma ihtimaline ve bu mikropların hangi antibiyotiklere duyarlı olduğunun anlaşılabilmesi için idrar kültür testi sonucuna göre antibiyotik uygulanmasında değişiklikler yapılabilmektedir.

İdrar sistemi enfeksiyonlarında son 30 yıldır gelinen noktada;
1- Enfeksiyonun varlığı idrar kültürü testi yardımıyla kesin olarak saptanabilmekte, böylece etraftan mikrop bulaşmalarını önleyecek teknikler kullanılmaktadır.

2- Özellikle ciddi böbrek hasarına yol açan enfeksiyonların sindirim sistemine ait bakteriler nedeniyle gelişen tekrarlayan enfeksiyonlar olduğu ortaya konmuştur.

3- Özellikle kadınlarda sıkça görülen sık tekrarlayan idrar sistemi enfeksiyonlarında idrar yolu ve vajinal dokuda önemli miktarlarda bulunan sindirim sistemi bakterilerinin sorumlu oldukları bilinmektedir.

4- Bilinçsiz kullanılan antibiyotikler, sindirim sistemi bakterilerinin bulaşmasına ve direnç artışına yol açarak daha fazla bozukluk ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Ayrıca bilinçsiz kullanımla mantar enfeksiyonlarına da davet çıkarılmaktadır.

5- Tekrarlayan idrar sistemi enfeksiyonlarında düşük doz koruyucu antibiyotik tedavisinin sindirim sistemi üzerinde olumsuz etkisi olmadığı gösterilmiştir. Bu enfeksiyonun tanısı doğru konmuşsa korunma %100 etkili olacaktır.

6- Ürolojik anormaliklerin ortaya konması önemlidir. Böbrekte taş, doğumsal anormallik veya üre yüksekliği söz konusu değilse daha rahat olunabilir.

7- Geniş etkili, vajinal ve sindirim sistemine olumsuz etkisi olmayan yeni nesil antibiyotikler elimizdeki güçlü silahlardır.

8- Basit ve tekrarlayan enfeksiyonun gelişim mekanizmasını bilmek, her yaş gurubu için daha iyi tedavi düzenleme olanağı yaratacaktır. Daha iyi tedavi, böbrek hasarından korunma anlamına gelecektir.

İdrar enfeksiyonu bitkisel tedavi


Uygulayacağınız bir kaç öneriyle enfeksiyonu önleyebilirsiniz. Öncelikle bakterilerin vücuttan daha hızlı atılmasını sağlamak için bol bol su içmelisiniz bu sayede bol idrara çıkarak idrarın mikropları süpürücü etkisinden faydalanabilirsiniz. Mesaneyi zorlayan kahve, alkol, asitli meyve suyu ve kafein içeren her türlü içeceği mümkün olduğunca azaltın. Evdeyken karnın alt kısmına ılık (sıcak değil) kompres yapmak mesanedeki basıncı ve genel rahatsızlık hissini hafifletecektir.

İdrar yolu enfeksiyonu için bir diğer önerisi ise kızılcık suyu. Kızılcık suyunun enfeksiyona karşı vücudu güçlendirir ve günlük olarak kızılcık suyu içmenin, idrar yolu enfeksiyonlarından koruma sağladığı yönünde bazı çalışmalar bulunmakta. Bu çalışmalarda, kızılcık suyunun özellikle sık enfeksiyon yaşayan kadınlarda etkili olduğu söylenmekte.



Kaynak:medikalakademi

21 Ekim 2015 Çarşamba

Ortak alanda mantar riski

Mantarlar, deride ve tırnakların altında çoğalan küçük mikroorganizmalar. Sıcağı ve nemi severler.
Dr. Vahit Mülteci

Havuzlar, plajlar, jimnastik kulüpleri, güzellik salonları, duşlar, yatılı okullar ve camiler gibi ortak kullanım alanları, başkalarına ait havlu, terlik, ayakkabı gibi eşyalarla temas mantarların bulaşmasına uygun zemin hazırlar.

Mantarlar kolay bulaşır mı?

Tüm mantar hastalıkları oldukça bulaşıcı ve kolaylıkla yayılır. En sık ayak ve tırnak mantarlarına rastlanır. Tedavi edilmemesi halinde vücudun diğer bölümlerine geçebilir. Başkalarına bulaştırılır veya üzerilerine bakteriler de eklenerek daha ciddi enfeksiyonlara yol açabilirler.

Mantarların çoğalması ve bulaşmasını sağlayan başka faktörler nedir?

Pişikler, ayakkabıların vurması, su, deterjan, sentetik giysi ve çoraplara bağlı tahrişlerde mantar hastalığı için zemin hazırlar.





Kaynak:mahmure.com

20 Ekim 2015 Salı

Menopoz Sonrası Kanamalar Kanser Habercisi Olabilir

Kadınlarda adet dönemi haricindeki tüm kanamalar endişe yaratıyor. Özellikle menopoz başladıktan sonra ortaya çıkan kanamalarda bu endişe daha da artarken, zaman zamanda yerini kanser korkusuna bırakabiliyor. Bu kanamaların yüzde 80’e yakını önemli bir sorun teşkil etmezken, yaklaşık yüzde 20’sinde ise gerçekten bir kanserle karşılaşma ihtimali bulunuyor.

Kanama; makat (rektal), idrar torbası (mesane) ve vajinal yoldan olabilir. Öncelikle bunun nereden kaynaklandığının anlaşılması önemli. Basit bir vajinal tampon yerleştirmekle vajinal kanama anlaşılabilir.

Vajinal kanamanın birçok nedenleri araştırılmalı
Eğer kadın menopoz dönemindeyse bu kanamanın bazı nedenleri vardır. En sık neden, menopoza bağlı olarak gelişen ve atrofi denilen endometriyal (rahmin iç kısmı) ve vajinal dokulardaki incelmeye bağlı olan kanamalardır.

Sık rastlanan ikinci bir neden ise; kullanılan hormon tedavilerine bağlı kanamalardır. Hatta bazı kaynaklarda hormon replasman (Hormon yerine koyma) tedavilerine bağlı kanamalar birinci sırada yer almaktadır.

Diğer nedenler ise; rahimden kaynaklanan polip, myom, adenomyosis gibi bazı iyi huylu urlar, rahim ağzındaki polipler, pelvik infeksiyonlardır. Ayrıca vajinal mantar veya basit bir vajinal enfeksiyonda da kanama görülebilir. Yüzde 20 civarında hastada, menopoz sonrası kanamanın nedeni rahimden veya rahim ağzından kaynaklanan bir kanser olabilir.

Bu yüzden erken teşhis önemlidir rahatsızlığı hangi hastalığın tetiklediğini öğrenmek en önemli adımlardan biri.
Menopoz sonrası kanaması olan hastanın zaman kaybetmeksizin bir kadın hastalıkları ve kadın doğum uzmanına başvurması gerekir. Hastanın hikayesi alınıp, muayenesi yapıldıktan sonra, genellikle ultrasonografi uygulanır. Yapılan bu işlemlerden sonra büyük ölçüde olası nedenler düşünülmektedir. Daha sonrasında yapılacak biyopsiler özellikle kanser düşünülen hastalarda tanı için gerekmektedir.

Histeroskopi ile tanı kolayca konuyor.

Günümüzde şartlarında uygulanabilen histeroskopi (optik bir aletle rahim içinin incelenmesi) işlemi ile tanı oldukça kolaydır. Bu işlemle rahmin içinden kaynaklanan myom, polip gibi iyi huylu durumların aynı seansta tedavileri mümkün olabilmektedir. Kanser tanısı alan hastaların tedavilerinin bu konuyla ilgili uzmanlarca yapılması son derece önemlidir.